Tarım Ve hayvancılık
Bursa, verimli topraklarından elde edilen ürünlerle Cumhuriyetin ilk yıllarında bir tarım kenti görünümündeydi. Son 25 yıldır Türkiye‘nin tekstil ve otomotiv sanayilerinin merkezi olmayı başardı. Özellikle 1970‘li yıllardan sonra Bursa, sanayi şehri olma özelliğini giderek artırmıştır. Ancak 2000‘li yıllara girerken hızlı sanayileşmenin getirdiği tüm olumsuzlukları da yaşamaya başladı. Oysa pek çok alanda ülkemizi besleyebilecek potansiyele sahip verimli Bursa ovası, şehrimizin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısında 70‘li yıllardan itibaren yaşanan hızlı değişim nedeniyle tarımsal kimliğinden sıyrılıp sanayi kenti kimliğine büründü.
Günümüzde Bursa‘nın sahip olduğu ekolojik avantajlardan dolayı sanayide olduğu kadar bitkisel ve hayvansal üretimde de önemli bir potansiyeli bulunuyor. Tarım-sanayi bütünleşmesinde önemli adımlar atılmış olup; domates salçası, dondurulmuş gıda, meyve-sebze konservesi ve meyve suyu üretiminde; ayrıca yaş meyve ve sebze ihracatında önemli bir merkez haline gelmiştir.
Son 40 yıl içerisinde yarısını çarpık yapılaşma ve sanayileşme ile kaybettiğimiz ülkemizin en verimli meyve, sebze ve diğer tarımsal ürünlerinin yetiştiği Bursa Ovası‘nın kalan yarısını da hızla devam eden kaçak yapılaşma ve her geçen gün seviyesi düşen yeraltı su seviyesi nedeniyle kaybetmek üzereyiz.
Bütün sanayileşmiş kentlerde olduğu gibi Bursa‘da da 1970‘li yıllardan itibaren başlayan sanayileşme ve sanayileşmeye bağlı hızlı nüfus artışı ve kentleşme verimli tarım arazilerinin hızla yok olmasına neden olmuş ve son 25 yılda binlerce hektar verimli tarım toprağının geri kazanılmayacak bir biçimde kullanım biçimini değiştirmiştir. Son yıllarda gizli erozyon olarak adlandırılabileceğimiz en az rüzgâr ve su erozyonu kadar tehlikeli olan ve gerektiği kadar önemsenmeyen bu olgu hızla sanayileşen ülkemizde bütün verimli toprakları tehdit eder duruma gelmiştir.
Ülkemizin en verimli tarım alanlarından biri olan Bursa Ovası‘nın tarım arazileri bağ-bahçe olarak kullanıldığı gibi ağırlıklı olarak sulu tarım da yapılmaktadır. Arazi kullanımı açısında bakıldığında Bursa‘da arazinin yüzde 40‘ı tarıma elverişlidir. Bursa ili arazi varlığı, arazilerin tarıma uygunluğu ve sulanan arazi miktarı bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. 1-4. sınıf arazilerin yüzölçümü 241 bin hektar olup, toplam tarım arazisinin yüzde 55‘ini oluşturmaktadır.
431 bin hektar tarım arazisinin yüzde 71‘i tarla, yüzde 13‘ü sebze, yüzde 6‘sı meyve, yüzde 2‘si bağ ve yüzde 8‘i zeytinlik olarak kullanılmaktadır. 431 bin hektar tarım alanının yüzde 56‘sı (241 bin hektar) sulanabilir durumdadır.
Bursa‘nın tarımsal yapısını ilçeler ölçeğinde ayrıntılı olarak vermek gerekirse;
•Çalışan nüfusun üçte biri tarım sektöründe faaliyet göstermektedir.
•Yetiştirilen başlıca ürünler şunlardır:
Tarla Ürünleri: Şekerpancarı, buğday, kuru soğan, patates, mısır
Sebzeler: Domates, karpuz, sivri biber, patlıcan, lahana
Meyveler: Şeftali, üzüm, zeytin, elma, armut
•Sofralık zeytin ve üzüm kıyı ve göller çevresinde, çeşitli sebze ve meyve iç kesimlerde verimli ova topraklarında, patates ve çilek daha yüksek dağ ve yaylalardaki arazilerde yetiştirilmektedir.
•İlçeler itibariyle tarımsal yapı ve üretim şekli incelendiğinde; Karacabey meyve ve baklagiller üretimi dışında diğer tüm ürün cinslerinde ilin en büyük üreticisi konumundadır. Tarımsal artı değer olarak da son on yıl içinde artış gösteren bu ilçe, bu alanda da yüzde 36 gibi yüksek bir değere sahiptir. Ayrıca kıyı bölgelerde bulunan Mudanya, Gemlik, İznik ve Orhangazi gibi ilçeler meyve üretimindeki üstünlüklerini korumaktadırlar.
•İlçelerde genel üretimler yanında bazı ürünlerin yetiştiriciliği daha da öne çıkmaktadır. Örneğin İznik‘te müşküle, Mudanya‘da razakı üzümü, Yenişehir‘de biber, Karacabey ve Mustafakemalpaşa‘da salça üretimine yönelik olarak domates, Kestel‘de ise ahududu yetiştirilmektedir. Bunun yanında İznik, Orhangazi, Gemlik ve Mudanya ilçelerinde sofralık zeytin, Uludağ eteklerinde kestane üretimi geniş yer tutmaktadır. İlin karakteristik ve ülke düzeyinde tanınmış ürünleri olan şeftali ve siyah incir Bursa Merkez, Mudanya ve Gemlik ilçelerinde yaygın olarak yetiştirilmektedir.
IMF/Dünya Bankası patentli tarım politikalarından Bursa tarımı da nasibini almıştır. Bu program çerçevesinde 2000‘li yılların başından itibaren tarıma yönelik tüm Pazar fiyat, girdi ve kredi sübvansiyonları kaldırılarak, bunların yerine yoksulluk yardımı niteliğindeki Doğrudan Gelir Ödemeleri Sistemi getirilmiştir. Bursa bazı bitkisel ürünlerde de 1990‘lardaki seviyesinin altındadır. 2000-2006 yıllarını kapsayan dönemde üretim; tarla ürünlerinden buğdayda yüzde 8, şekerpancarında yüzde 4, kuru soğanda yüzde 47 oranında düşmüş; ancak ayçiçeğinde yüzde 20 dolayında bir artış olmuştur. Meyve türlerinde üretim üzümde yüzde 20 oranında azalmış; şeftalide ise yüzde 32 oranında artmıştır. Buna karşılık elma, armut ve çilek üretimi yerinde saymıştır. 2000 yılında 1,2 milyon tonu aşan domates üretimi 2006‘da yüzde 27 dolayında azalarak 900 ton seviyesine düşmüştür. Hıyar üretimi yaklaşık yüzde 15, taze fasulye ise yüzde 50 seviyesinde artmıştır.
1990‘ların başında 120 bin ton, 1999‘da ise 112 bin ton dolaylarında olan kimyasal gübre kullanımı 105 bin tonlara düşmüştür. Yalnızca 2001-2006 döneminde koyun sayısı yüzde 20, sığır sayısı yüzde 11 oranında azalmıştır. 1980‘lerde 25 bin ton dolayında olan kırmızı et üretimi 22 bin tona; 360 bin ton dolayında olan süt üretimi ise 280 bin tona düşmüştür.
Bursa‘nın doğal koşulları itibariyle uygun bir fiziksel konumda bulunması, tarım ürünlerinin miktar ve çeşitlilik yönünden zenginlik göstermesine imkân sağlar. Bursa‘da gıda sanayine ilişkin olarak hemen her dalda faaliyet gösteren kuruluş mevcuttur. Bu sektörde et ve sütlü mamuller üretimi, sebze ve meyve işleme sanayi, bitkisel ve hayvansal yağlar, un ve unlu mamuller, şekerli mamuller, meyve suları üretimi ile soğuk hava depoculuğu en önemlilerindendir.
Temelleri 1960‘lı yıllarda atılmış olan tarımsal sanayi yatırımları her geçen gün artmaktadır. Kent adeta tarımsal sanayi yatırımlarının merkezi haline gelmiştir.
Türkiye‘de domates salçası üretiminin yüzde 55‘i, meyve-sebze konservesi üretiminin yüzde 60‘ı, turşu üretiminin yüzde 50‘si, meyve suyu üretiminin yüzde 24‘ü, dondurulmuş sebze üretiminin yüzde 54‘ü, sofralık zeytin üretiminin yüzde 60‘ı Bursa‘da gerçekleştirilmektedir.
Bursa‘da toplam 1.077 adet tarıma dayalı sanayi kuruluşu bulunmaktadır. Bunlardan 487 adedi ekmek ve diğer unlu mamuller imal tesisi, 227 adedi meyve-sebze işleme tesisi, 114 adedi süt ve sütlü mamuller tesisi, 47 adedi şekerli mamuller imal tesisi, 17 adedi et işleme tesisi, 9 adedi bitkisel yağ tesisi, 6 adedi alkolsüz içecek tesisi, 170 adedi de diğer tarımsal sanayi tesisleridir. Sayısal verilerden anlaşılacağı üzere; Bursa, yaş meyve ve sebze işleme ve ihracatının, tohumculuk ve fidancılık faaliyetlerinin çok yoğun olduğu bir ildir.
Bugün Türkiye‘de tarıma dayalı sanayi genel olarak Bursa, İzmir, Konya ve Antalya illerinde yoğunlaşmıştır. Bu bölgelerde tarıma dayalı sanayiinin gelişimi, tarımsal üretimin nitelik ve nicelik yönünden gelişmesine katkı sağlamıştır.
Bursa genelinde kapasiteleri 10 ile 12 bin ton arasında değişen toplam 79 soğuk hava deposu mevcuttur. Bu depoların 51 tanesi meyve-sebze depolamakta, diğerleri süt mamulleri, et mamulleri ve balık depolamaktadır. İl genelinde 29 konserve ve salça, 6 ayçiçeği yağı, 2 gazoz, fabrikası, 17 turşu ve 17 şekerleme helva imalathanesi mevcuttur.
Görüldüğü gibi, tarım ve sanayi entegrasyonu bir sinerji ortaya çıkarmakta, entegrasyonun başarılı bir biçimde gerçekleştiği yörelerde, ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyi yükselmektedir.
Öte yandan Bursa‘da çayır ve mera alanları yetersiz olup, ekilebilir tarım alanlarının ancak yüzde 9‘u yem bitkileri üretimine ayrılmıştır. Bu nedenle özellikle büyükbaş hayvancılıkta yoğun olmak üzere açık ve kapalı ahırlarda yoğun yetiştiricilik yaygın durumdadır. Hayvan ırkının tümüne yakını kültür ırk ve melezlerinden oluşmaktadır. Kayıtlı işletmelerde inek başına yıllık süt verimi 5.700 kg dolayındadır.
Sanayi tipi domates üretiminde yüzde 100‘e yakını, donmuş gıda için gerekli olan sebze üretiminde ise yüzde 60‘a yakını sözleşmeli üreticilikte sağlanmaktadır. Ancak sözleşmeler sanayici tarafından tek taraflı olarak hazırlanmakta ve üreticinin önüne konmaktadır. Ayrıca sözleşmelerde üretici açısından uyulması gereken teknik koşullar çok açık yazılmamaktadır. Bu nedenle sözleşmeli üreticiliğe konu olan üretim faaliyetlerinin özelliklerinin belirlenerek bu özelliklere uygun, kamu yararını gözeten bir yasal çerçevenin oluşturulması gereklidir.
Bursa yaş meyve ve sebze ihracatının merkezi olmasına karşın soğuk depo yetersizliği bulunmaktadır. Ancak böyle bir gereksinim için belediyelerden teşvik değil engelleme vardır. Bu eksiklik mutlaka giderilmelidir.
Bursa‘da tarım toprakları yoğun kimyasal kullanımından dolayı yıpranmıştır. Bu nedenle alternatif ürünlere ve organik tarım üretimine yönel inmelidir.
Tarım sektörüne verilen destek her geçen gün azalmakta, doğrudan gelir desteği uygulaması tarım sektörünü olumsuz etkilemektedir. Bu sistemle üretene değil, tapuya destek verilmektedir. Tarımsal ithalatın patladığı, buna karşılık ihracatın ise gerilediği günümüz koşullarında, ihracata yönelik tarımsal üretim ve sanayinin desteklenmesi yönünde gerekli tedbirler alınmalıdır.